Investing.com – Küresel ekonomiye yön veren önemli gelişmelerin yaşandığı bir haftada, ticaret politikalarından para politikalarına, yatırım anlaşmalarından sanayi stratejilerine kadar geniş bir yelpazede dikkat çekici başlıklar öne çıkıyor. Asya-Pasifik’teki ihracat beklentileri ABD’nin yeni tarifeleriyle baskılanırken, Fed temkinli para politikası duruşunu sürdürmekte kararlı görünüyor. Çin’in sanayi sınırlamaları, Japonya-ABD ticaret müzakereleri ve bankacılık sektörüne yönelik düzenleme sinyalleri, piyasaların yönünü belirlemeye devam ediyor. Öte yandan, Afrika’dan gelen dev yatırım anlaşmaları ve Avrupa’da uygulanan yapısal dönüşüm politikaları da küresel ekonomik dinamikleri önemli ölçüde şekillendiriyor.
APEC’ten ihracat ve büyüme uyarısı: ABD tarifeleri Asya-Pasifik ticaretini baskılıyor
Asya-Pasifik Ekonomik İş birliği (APEC) tarafından yayımlanan son bölgesel eğilimler raporunda, ABD’nin uygulamaya koyduğu gümrük vergilerinin bölgedeki ticaret üzerinde ciddi baskı yarattığı belirtildi. 21 üyeli ekonomi bloğunun ticaret bakanları toplantısı vesilesiyle hazırlanan raporda, bölgesel ihracat artış oranının 2024’teki %5,7 seviyesinden 2025’te %0,4’e kadar düşeceği öngörüldü. Özellikle imalat ve tüketim mallarındaki dış talep azalmasının, ticari hizmetler üzerinde de baskı oluşturacağı vurgulandı.
APEC ayrıca ekonomik büyüme tahminini de düşürdü. Blok, önceki raporda %3,3 olarak öngördüğü bölgesel büyüme beklentisini %2,6’ya çekti. Gümrük vergilerine dair belirsizliklerin yalnızca sanayi ürünlerini değil, aynı zamanda hizmet kalemlerini de etkilediğine dikkat çekildi ve bu durumun yıl boyunca ticarette keskin düşüşlere yol açabileceği ifade edildi.
Fed belirsizlikte temkinli: Daly “sabır” vurgusu yaptı
San Francisco Fed Başkanı Mary Daly, ABD ekonomisindeki dayanıklılığı ve düşmekte olan enflasyon oranlarını değerlendirdi. Daly, istihdam piyasasının güçlü seyrini koruduğunu belirtirken, enflasyonda gözlemlenen aşağı yönlü eğilimden dolayı Fed’in faiz oranlarını değiştirmeden bekleyebileceğini ifade etti. Daly, mevcut durumda herhangi bir adım atmadan önce ekonomik koşulların netleşmesini beklemenin daha sağlıklı olacağını söyledi.
Daly, para politikasının genel seyri için “sabır” vurgusu yaparken, ABD Merkez Bankasının şu an için hem enflasyonla mücadeleye devam edebileceği hem de olası risklere karşı esnek manevra kabiliyeti olan bir konumda bulunduğunu belirtti. Bekle-gör yaklaşımı sayesinde Fed’in, piyasa ve ekonomik veriler ışığında gerektiği zaman faiz ayarlaması yapabilecek durumda olduğunu dile getirdi.
ABD’den bankalara sermaye yeterliliği kolaylığı sinyali
Financial Times tarafından aktarılan bilgilere göre, ABD’li düzenleyici kurumlar bankaların sermaye yeterlilik kurallarında esnemeye gitmeyi planlanıyor. Habere göre, önümüzdeki birkaç ay içinde ek kaldıraç oranlarında indirime gidilmesi söz konusu. Bu adım, başta büyük bankalar olmak üzere finansal kuruluşların faaliyet alanlarını genişletmelerine ve likidite koşullarını hafifletmelerine olanak sağlayabilir.
Bu düzenlemenin, özellikle faiz oranlarının yüksek seyrettiği bir ortamda bankaların kredi verme iştahını canlandırması hedefleniyor. Ancak finansal otoriteler tarafından hayata geçirilecek her tür yasal değişikliğin, sistemik riskleri artırma ihtimali açısından da dikkatle analiz edilmesi gerektiği belirtiliyor.
Japonya-ABD ticaret görüşmelerinde üçüncü tur hazırlığı
Japonya’nın baş ticaret müzakerecisi Ryosei Akazawa’nın önümüzdeki hafta Washington’a giderek ABD ile devam eden ticaret görüşmelerinin üçüncü turuna katılması bekleniyor. Reuters’in konuya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, görüşmelerin gündeminde tarım ürünleri, otomotiv sektörüne yönelik düzenlemeler ve bazı sanayi iş birlikleri yer alıyor.
Japon tarafının, ABD’den daha fazla mısır ve soya fasulyesi ithalatı taahhüdü vererek karşılığında gemi inşası gibi alanlarda iş birliği geliştirme ve otomobil ithalatı için denetim standartlarını gevşetme taleplerini masaya koyacağı bildiriliyor. Ancak taraflar arasında, otomobil ve otomobil parçalarına yönelik ABD gümrük vergilerinin kaldırılması konusunda hâlâ ciddi görüş ayrılıkları bulunuyor.
Çin’den çelik üretiminde azaltma planı ancak tarifeler engel olabilir
Çin yönetimi 2025 yılı için ham çelik üretimini azaltma yönünde adımlar atmaya devam ediyor. Planlar arasında, bazı çelik fabrikalarına üretim kesintisi hedeflerinin bildirilmesi ve toplam üretimin yaklaşık %5 oranında azaltılması yer alıyor. Bu bağlamda, 2024’te 1 milyar tonluk üretim gerçekleştiren Çin’in 2025 yılı hedefi, yaklaşık 50 milyon tonluk bir düşüşe karşılık geliyor.
Ancak ABD tarafından çelik ve ilişkili ürünlere yönelik tarifelerin geçici olarak askıya alınması, planlanan üretim kesintilerini sekteye uğratabilir. Sektör kaynakları, en azından 2025 yılının ilk yarısında fabrikaların üretim kesintisi yükümlülüğünü tam anlamıyla uygulayıp uygulayamayacaklarının belirsizliğini koruduğunu vurguladı. Hükümetin, hedeflerin detaylarını resmi olarak açıklaması bekleniyor.
Etiyopya’dan Çin’le 1,7 milyar doları aşan yatırım anlaşması
Etiyopya Maliye Bakanlığı, çoğunluğu Çin menşeli olmak üzere madencilik ve enerji odaklı projeleri kapsayan toplam değeri 1,7 milyar doları geçen yatırım anlaşmalarına imza attıklarını duyurdu. Duyuruya göre, maden arama ve işleme faaliyetlerine yönelik 500 milyon dolar, özel ekonomik bölge kurulumu ve kömür madenciliği projeleri için 600 milyon dolar değerinde anlaşmalar yapıldı.
Ayrıca güneş enerjisi alanında 360 milyon dolarlık güneş pili üretim tesisi yatırımı planlanırken, güneş enerjisi geliştirmeye yönelik olarak ek 250 milyon dolarlık bir kaynak aktarılacağı açıklandı. Bu yatırımlar, Etiyopya’nın sanayileşme çabalarına ve altyapı dönüşümüne ciddi katkı sağlayacak projeler arasında yer alıyor.
HSBC, Fransa’da gönüllü ayrılıklarla küçülmeye gidiyor
HSBC (HSBA), Fransa’daki çalışan sayısını %10 oranında azaltma kararı aldı. Banka, gönüllü ayrılma programı aracılığıyla 348 personelin işten ayrılmasının planlandığını duyurdu. Bu karar, CEO Georges Elhedery’nin liderliğinde başlatılan ve 2026 yılı sonuna kadar 1,8 milyar dolarlık maliyet düşürme hedefinin bir parçası olarak uygulanıyor.
HSBC daha önce Fransa’daki perakende bankacılık ve sigorta iştiraklerini satışa çıkarmıştı. Banka, büyümenin sınırlı kaldığı Avrupa ve Kuzey Amerika pazarlarından kademeli olarak çekilme stratejisini sürdürüyor. Personel azaltma, maliyet kontrolünün yanı sıra dijitalleşme odaklı dönüşüm planlarının da hız kazanmasına olanak sağlayacak.
